İnşaat Hukukunda makul süre, sözleşme adaletinin, hakkaniyetin, ölçülülüğün, somut olayın özelliğinin bir gereğidir. Bu nedenle inşaat Hukuku alanında çalışan yargıca, avukata ve bilirkişiye önemli görevler düşmektedir. "Makul süre"yi olaya uygulayacak yargıç, avukat ve bilirkişinin "ölçülülük" konusunda daha vicdanlı değerlendirme yapacaklarına inanıyoruz. Söz gelimi; haklı nedenlerle sözleşmeyi fesheden taraf olumsuz zararlarını isteyebilir. Ancak, yeni ihalenin yapılmasında makul süre geçirilmiş ve bu nedenle borçlunun zararı artmışsa artan zarardan borçlu sorumlu tutulamaz. Borçlunun sorumlu olduğu zarar miktarının makul süre içinde yapılacak yeni ihalenin fiyat ve koşullarına göre belirlenmesi gerekir. Kitap tüm bu konuları örnek Yargıtay kararları ile okuyucuya sunmaktadır.