Kitap, Türkçenin Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan akışını, cumhuriyetimiz kurulmadan önceki durumunu, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nun 1932-1983 arasındaki öyküsünü, 1983'ten sonra olup bitenlerle Dil Derneği'nin doğuşunu içeriyor.
Kaynaklara, belgelere, tanıklara dayanarak Türkçeye ilişkin bildiklerimizi, yaşadıklarımızı, olumlu ve olumsuz bakış açılarını aktarıyor. Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu niçin kurduğunu, Türkçeyle niçin bu denli yakından ilgilendiğini, TDK'ye verdiği önemi, yazık ki çoğumuz bilmiyoruz. Çünkü bir bütün olan Türk Devrimi gibi Harf ve Dil Devrimleri de ulusal eğitimde yeterince ele alınmıyor, yer bulamıyor.
Dahası genç kuşaklara bilgi çağında yaşadıkları söyleniyor; ancak konu Türkçe olunca bilgi değil, bireysel görüşler, tartışmalar aktarılıyor. Tek yanlı okuyan, yaşamda başka renkler, düşünceler olduğunu kabul etmeyenler, gençlerin de tek yanlı okumasına, başka düşünce ve renkleri tanımamasına yol açıyor. Bu nedenle bu yapıtın, bütün kısır tartışmaları bitireceğine, Türkçe için ortak akıl üretmemizi sağlayacağına inanılıyor.
(Tanıtım Bülteninden)