Yeme, içme, barınma, yaşamı sürdürme dahil insan faaliyetlerinin üzerinde sürdürüldüğü doğal kaynaki, toprak; erozyon, deniz doldurmaları vb. hariç hep aynı kalmıştır. Hızlı kentleşme, deprem dahil her türlü afet önlemlerinin alınabilmesi, doğal kaynakların dengeli ve etkili kullanımının gerekliliği, temiz bir çevre ihtiyacı toprağın/arazinin planlı kullanımını zorunlu kılmaktadır. Özellikle ülkemizde, kırdan kente tek yönlü ve sürekli göçler kentsel amaçlı arazi kullanım gereksinimini arttırmış; bu durum da arazi ve arsa değerlerini aşırı derecece pahalandırmış, değerli hale getirmiştir. Bu sayılanlar, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de arazilerin akılcı kullanılmasını ve yönetilmesini zorunlu hale getirmiştir.