Çalışmada bir dogma olarak kabul edilen ve Türk Borçlar Hukukunda bir ana ilke olan kusur ilkesi değerlendirilmiş. Kusur ilkesinin sorumluluğu kurma tekniği, mahiyetine dair özellikleri, avantaj ve dezavantajları, ortaya çıkarttığı sonuçlar ele alınmış bu bağlamda mevcut kusursuz sorumluluk esaslarının yeterliliği sorgulanmış. Ana ilke değerlendirmesi ve onun eleştirisi özellikle teorik bir konudaysa, gerçekten cesaret isteyen zorlu bir iştir.
Çalışma neticesinde, ortaya çıkan sorunların önemli bir kısmının, aslında kusurun en başta sorumluluğun temeline alınmasından kaynaklandığı kanaatine varılmış ve bu ortaya konulmuş.
Çalışma da örneklerle ve mahkeme kararlarıyla pratiğe yer verilse de konu¬nun mahiyeti gereği, konu ağırlıklı olarak teorik yönden ele alınmış. So¬rumluluğu kurma tekniğine ve sorumluluk hukukundaki teorik kavramların birbirleriyle bağlantılarına tez boyunca özellikle önem gösterilmiş, bu konuda kuvvetli bir teknik şema oluşturulmuş. Bu yolla adeta kusur ilkesini kuşatan bir harita ve kusur ilkesinin teknik problemlerini içeren bir şema çizilmiş. Kusur ilkesinin yetersizliklerinin neden ve nerelerde ortaya çıktığı ve bunların nasıl giderildiği incelenmiş ayrıca başka nasıl yollarla giderilebileceğine de işaret edilmiş. Böylece hangi gerekçelerle ana sorumluluk ilkesi olarak kusur ilkesinin terk edilmesi ve artık kusursuz sorumluluğa geçilmesi gerektiği ve kusursuz sorumluluğa geçiş yollarının teorik zemini okuyucuya sunulmuş.
(Girişten)