Bu çalışmanın temel konu kapsamını, borç deflasyonunun iktisadi düzen içindeki önemi, barındırdığı riskler, bu risklere yol açan etmenler, makroekonomik, fınansal ve psikolojik etkileri, kurumlara düşen sorumluluklar, bu olgu ile mücadele kapsamındaki ilgili reflasyon politikaları oluşturmaktadır. Çalışmada ayrıca konu ile ilgili olarak seçilmiş ülke örneklerinden oluşan karşılaştırmalı makro ve ekonometrik analizler (ekonomik büyümeyi ve hanehalkı borçluluğunu etkileyen makro ve fınansal değişkenler, borç türlerinin büyümeye etkileri) yapılmış.
Bu çalışma ile varlık balonu söz konusu iken aşın borç yükü altında yaşanan bir ekonomik veya fınansal sıkıntı sonrası, davranışsal iktisadın bazı teorik temellerinin de devreye girmesi ile piyasalarda yaşanan bir panik havasının, fıyatlama davranışları üzerinde yarattığı radikal ve rasyonel olmayan değişikliklere dikkat çekilmektedir. Çalışmada, yaşanan bu sürecin makroekonomik, fınansal ve psikolojik boyutunun ortaya konulması hedeflenmiş.
Bu çalışmanın literatüre katkısı, aşın daralmalarda, uzun süreli resesyonlarda esas unsurun aşırı borçlanma olduğunu göstererek fınansal piyasalarda yaşanan liberalizasyon ile beraber artan bu borç yükünün, ülkeleri ve hanehalklannı krizler karşısında giderek daha kırılgan bir düzeye getirdiğine dikkat çekmesi ve bu riskler karşısında fınansal kırılganlığı azaltacak alternatif çözüm önerileri belirleyip bunları kamuoyunun ve ilgili kurumların dikkatine sunuyor olmasıdır. Çalışmanın bir diğer katkısı, "ekonomik birimler, kendileri için en iyi olan seçeneği gerçekleştirmeye çalıştıklarında, toplumsal refah da maksimize olur" şeklinde özetlenebilecek klasik iktisadın temel görüşlerinden biri olan "toplumsal fayda" teorisinin her durumda geçerli olmadığım borç deflasyonu olgusu ışığında göstermekte olmasıdır.
Son olarak, bu çalışma ve bulgularının Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş ekonomilerde, borç deflasyonunu oluşturan koşullar altında daha fazla borç ödedikçe daha çok borçlu duruma gelinmesi şeklinde özetlenebilecek bir borç sarmalı riskinin öncelikle farkına varılmasına, sonrasında bu riske odaklanılmasına ve nihayetinde etkin bir borç, risk ve para yönetimi anlayışının oluşmasına katkı sunacağı düşünülmektedir.
(Önsözden)