Eserde markalar bakımından hem bir unsur hem de bir fonksiyon olarak nitelendirilen ayırt edicilik kavramı, araştırmacıların ve uygulamacıların istifadesine uygun olarak ele alınmış. Bilindiği üzere ayırt edicilik, hem işaretlerin marka olarak tescili hem de tescilden sonraki safhalarda önem taşıyan bir kavramdır; unsurların objektif kriterler ile ortaya konulması tatbikat bakımından da son derece ehemmiyetli bir husustur. Yazar, bu unsurları, derin bir akademik araştırmaya dayanan veriler ışığında ortaya koymuş; vardığı sonuçlarla, araştırmacılara olduğu kadar uygulamacılara da ışık tutmaya çalışmış ve başarılı olmuş.
556 sayılı KHK'nın yürürlükte olduğu dönemde başlanan bu çalışmada, AB, ABD ve çeşitli ülkelerdeki düzenlemeleri, ülke mevzuatlarıyla karşılaştırarak incelemiş; KHK/556'nın yürürlükten kaldırılması, yerine Sınaî Mülkiyet Kanunu'nun kabul edilmesi kendisini yıldırmamış ve 10.01.2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu'nu da çalışmaya dâhil edilerek, ilk olma başarısını da göstermiş. Bu açıdan eserde hem 6769 sayılı Kanun hükümleri, hem de önceki düzenlemeler ile mukayeseli bir çalışma yolu benimsenmiş; Yüksek Mahkeme kararları da değerlendirmelere dâhil edilerek çok yönlü bir analiz yapılmış.
(Tanıtım Bülteninden)