İçinde yaşadığımız yüzyılın en önemli karakteristiklerinden biri, modern endüstrileşme ile toplum yaşamında büyük gelişmeler olmasıdır. Tekniğin ilerlemesi ve buna bağlı olarak yaşam düzeyinin yükselmesi, yeni istek ve gereksinimleri geometrik dizi halinde arttırmıştır. Bu da doğal kaynaklar üzerindeki baskıların artmasına neden olmuştur. Fakat bu hızlı gidiş “Çevre Sorunları” deyimi altında güncelleşen zararlı sonuçları da beraberinde getirmiştir.
Zamanımızda kentleşme süreci, nüfus artışı ve kırsal alandan kentlere olan göçler, doğal kaynaklardan aşırı derecede yararlanma gibi çeşitli sosyal nedenlerle ortaya çıkan acı sonuçlar ve bunların getirdiği büyük sorunlar şu gerçeği ortaya koymuştur: İnsanlığın geleceğini güvence altına almak, doğal kaynaklardan sürekli olarak optimum düzeyde yararlanabilmek için doğaya yapılacak her müdahalenin, çevre üzerinde yapacağı baskı derecesi ve o çevrenin bu baskıya dayanacak kapasitede olup olmadığının peşinen belirlenmesi gerekir.