Yabancıların idari gözetimi literatürde incelenmemiş olan bir konudur. YUKK’dan önce idari gözetim yasayla düzenlenmemişti. Ayrıca YUKK’dan önce idari gözetim fiilen uygulanmasına rağmen idari gözetime ilişkin yargı kararlarının sayısı sınırlıydı. Çünkü idari gözetim, ceza hukuku müessesi olarak kabul edilmediğinden sulh ceza hâkimlikleri; idare hukuku müessesesi olarak kabul edilmediğinden idare mahkemeleri idari gözetim kararlarına karşı yapılan itirazları genellikle reddediyordu. YUKK’dan önce genel uygulamanın istinasını teşkil eden ve idari gözetimi inceleme konusu yapan idare mahkemeleri ve Danıştay kararlarına kitabımızda yer verilmiştir. Özellikle iltica ve sığınma talepleri reddedilerek Türkiye’den sınırdışı edilmesine karar verilen yabancılar idari gözetim altında tutuluyordu. Söz konusu yabancılar tarafından AİHM’de açılan davalarda, AİHM, idari gözetim uygulaması ile Türkiye’nin AİHS’in 5. maddesini ihlal ettiğine dair muhtelif kararlar vermiştir.
YUKK’un getirdiği en önemli yeniliklerden biri, yabancıların idari gözetimine ilişkin hükümleridir. YUKK’un 57-59. maddeleri ile 68. maddesinde, idari gözetim sebepleri, süresi, idari gözetim kararına karşı başvuru yolları, idari gözetim altına alınan yabancıların konulacağı geri gönderme merkezleri ve bu merkezlerde sağlanacak hizmetler düzenlenmiştir. YUKK’un idari gözetime ilişkin hükümleri 11.4.2014 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen bu hükümler bir hayli uygulama alanı bulmuştur. Bu uygulamanın sonucunda YUKK ile düzenlenen idari gözetim konusunda verilen sulh ceza mahkemesi kararları önemli bir sayıya ulaşmıştır. Kitapta YUKK’dan önce idari gözetime ilişkin olarak idare mahkemeleri ve Danıştay tarafından verilen kararların yanı sıra AİHM kararlarına yer verilmiş; YUKK’un yürürlüğe girmesinden sonra verilen sulh ceza hâkimlikleri kararları incelenmiştir.