İnsan hakları, günlük hayatta her an karşımıza çıkabilecek hukuki ve sosyal bir kavramdır. Genel kabul gören tanıma göre, insanların; doğuştan kazandıkları, sırf insan olmaları nedeniyle sahip oldukları, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hakların bütününe "insan haklan" denmektedir. Uzun bir tarihsel gelişim sürecinde yaşanan siyasi ve toplumsal olaylara eşlik eden çok çeşitli felsefi, siyasi ve kültürel düşüncelerle biçim ve içerik kazandığı için, meşruluk temeli zengin kaynaklarla beslenmiş ve güçlendirilmiş bir kavramdır.
İnsan Hakları, siyasal sistemlerin monarşi ya da aristokrasiden demokrasiye doğru evrildiği dönemde ortaya çıkmış ve insanın sırf insan olması hasebiyle sahip olduğu haklan tanımlamak üzere kullanılan doğal haklar öğretisinin bir uzantısı olarak günümüze kadar gelmiştir. İnsan hakları; İnsanın başka hiçbir özelliğe sahip olmadan sadece insan olduğu için hayatını haysiyetli ve onurlu biçimde sağlayabilecek birtakım düşüncelere sahip olmasıdır. İnsan haklan çağının en büyük değeri birey ve insandır.
İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi ile ilân edilen ve günümüzde artık çağdaş bütün Anayasalarda yer alan hak ve özgürlükler, insanı en yüksek değer olarak kabul eden bir anlayışın ürünüdür. Tüm insanlar, dünyanın neresinde, hangi ülkesinde bulunursa bulunsunlar doğuştan, kadın-erkek, ırk, din, dil ya da başka bir nedenle ayrım yapılmaksızın eşit ve özgür bireyler olarak dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez, evrensel nitelikte haklara sahiptir.
Önemli bir gelişme de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 21 Nisan 2021 tarihinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) değiştiren 15 Nolu Protokolünün, Avrupa Konseyi üyesi devletlerinin tamamı tarafından onayladığını ve protokolün, 7. maddesi uyarınca 1 Ağustos 2021 tarihinde yürürlüğe gireceğini duyurmuştur.
Bu bağlamda önemli bir emek ürünü olan mevzuat kitabı sizlere sunulmuş.
(Önsözden)