Arap Baharı ile birlikte Orta Doğu ve Kuzey Afrika yönetimleri kendi tarihleriyle, değerleriyle ve toplumlarıyla yüzleşmek zorunda kaldıkları bir süreçten geçiyor. Tunuslu seyyar satıcı Ebu Azizi'nin kendi bedeniyle tutuşturduğu Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki tarihi ve stratejik değişim ateşinin, yüzyıl önce bölge halklarına rağmen kurulan her türlü düzeni küle çevirmesi artık kaçınılmaz. Değişim süreci günün birinde bu ülkelerin halklarına özledikleri huzur ve barışı getirecek olsa da şimdilik kanlı hesaplaşmalara tanıklık ediyoruz. Bazı ülkeler değişimi kısa vadede, bazıları ise orta ve uzun vadede tamamlayacak. Büyük resme baktığımızda ise yaşananların sadece Arap coğrafyasının değil aslında uluslararası sistemde kurulmaya başlanan yeni dünyanın ayak sesleri olduğu rahatlıkla görülüyor.
İşte incelediğinizi kitap öncelikle, büyük değişimin habercisi olan Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Suriye'deki halk hareketlerinin doğru veriler ışığında mümkün olduğu kadar gerçekçi bir şekilde anlaşılabilmesini hedefliyor. Kitap, son dönemde üzerinde çok şey yazılan Arap halk hareketlerinin arka planı, seyri ve geldikleri son nokta hakkında doyurucu bir içerik sunma iddiasında.