Ülke mevzuatlarında yapılan değişikliklere paralel olarak, tahkim konusu, öğretide ve mahkemeler uygulamasında da daha yoğun bir şekilde incelenmeye başlanmıştır. Örneğin, Almanya ve İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde bile bundan kısa bir süre öncesinde “tahkim hukuku"na ilişkin kitapların sayısı parmakla sayılacak kadar az iken, bugün bunların sayısı birkaç katına çıkıvermiştir. Aynı gelişme, ülkemiz bakımından da gözlenmektedir. Tahkim hukuku ile uğraşan hukukçu sayısında da belirgin bir artış vardır.
Tahkim hukukunda esas itibariyle iki anlaşma sözkonusudur:
1) Tahkim anlaşması, 2) Hakem Anlaşması (sözleşmesi). Bilindiği gibi tahkim anlaşması, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı hakemler eliyle çözdürmek istediklerine ilişkindir; hakem sözleşmesi ise, uyuşmazlığın tarafları ile hakem arasındaki anlaşmadır.
Yabancı ve yerli öğretide tahkim anlaşması üzerinde epey yayın vardır. Buna karşılık hakem sözleşmesi, daha az işlenmiş bulunan ve bu sebeple de pekçok hukuki tereddüde cevap aranan bir konumdadır.(Önsöz'den).