Afetler sadece can ve mal kaybına yol açan, zamana özgü olaylar değildir. Aynı zamanda afetler yoksulluk ve kırılganlığın sürmesine hatta artmasına neden olan kalkınma sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemdeki teknolojik, sosyal ve kültürel gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, afetler konusunda önleme ve risk azaltma çalışmalarının yapılması kalkınmanın temel şartlarından birisi haline gelmiştir. Bu kapsamda kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sağlanması için afet yönetiminin kalkınma sürecine dahil edilmesi şarttır. Afetler ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki ilişkinin anlaşılmaya başlaması ve afetler konusunda yapılması gereken faaliyetlerin kalkınma sürecine dahil edilebileceği fikrinin gelişmesi ile birlikte, özellikle yüksek riskli bölgelerde dirençli yaşam alanları elde etmek için önemli bir süreç ortaya konulmuştur. Ayrıca sürdürülebilir kalkınmanın devamlığını sağlamak adına yoksulluğun ve afet risklerinin azaltılmasına yönelik stratejik hedefler hayata geçirilmektedir.