21.yüzyıl, değişim ve gelişim sürecinin geçmişle kıyaslanamayacak biçimde hızlı ve ani gerçekleşeceği Yenilikler Çağı olmaya adaydır. Yaşadığımız yüzyılda insanların daha önce görmediği, kullanmadığı ve yaşamadığı birçok gerçekle yüz yüze geleceğiz. 21. yüzyılda birçok yenilikle karşılaşacak olmakla birlikte, başlıca üç alanda değişim ve gelişim hızının artacağı görülmektedir. 21. yüzyıla damga vuracak üç önemli kavram ve bu kavramların ifade ettiği süreç; Küreselleşme, Kentleşme ve İnsan Hakları olacaktır.
Yeni yüzyılda küreselleşme, özellikle iletişim alanında akıl almaz bir hızla gelişmeye ve çeşitlenmeye devam edecektir. Diğer yandan kentleşme, yeni bir boyut kazanarak insanlık tarihi, kentli bir uygarlık aşamasına yükselecektir. Kentleşmenin yalnızca mekansal boyutlarıyla değil, ekonomik, siyasal, toplumsal ve özellikle kültürel boyutlarıyla yeni bir ivme kazanacağı 21. yüzyılda, insanlığın büyük ölçüde kentli bir topluma dönüşeceği ve bütün kavramların kentlileşeceği bir süreci yaşayacağız.
Bütün bunlara ek olarak yeni yüzyıl, insan hakları düşüncesinin gelişmesi, güçlenmesi ve etkili bir biçimde yaygınlaşması açısından yeni olanaklar sunmaya şimdiden başlamıştır. Hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinin yaşanacağı 21. yüzyılda, hızlı kentleşme süreci ve insan hakları düşüncesinin güçlenerek yaygınlaşmasına koşut olarak Kentli Hakları kavramı ve düşüncesi de, gündelik yaşamın önemli bir gündem maddesi olacaktır. Kentler, 21. yüzyıl insanı için yalnızca bir yaşam mekanı değil, insan haklarının gerçekleştirildiği, yaşam kalitesinin arttırıldığı refah devleti idealine ulaşmak için bir araç durumuna gelmiştir.
Bu aracın başarılı olmasının yolu da, kentli hakları düşüncesinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla çok yakından ilişkilidir. Elinizdeki kitabın konusu, yukarıda açıkladığımız gerçeklerle ilişkili olarak kentli haklarının gelişimi ve Türkiye’deki konumudur.