Çekişmeli görüşlerin ileri sürüldüğü disiplinler arası bir alan olma özelliğini hâlâ koruyan halkla ilişkiler; reklâmcılık ve pazarlama ile birlikte hem akademik alanda hem den uygulama alanında kendi meşruiyetini sağlayacak teorik çerçeveler geliştirmeye çalışmaktadır.
İletişim ve halkla ilişkiler alanında oldukça köklü bir geleneğe sahip olan pozitivist iletişim çalışmalarından beslenen Anglo–Amerikan halkla ilişkiler anlayışı çerçevesinde geliştirilmiş disiplinin tarihine ve işleyişine ilişkin çeşitli eleştirilerin katkılarını tartışmak gerekmektedir. Halkla ilişkiler hakkında tek, tutarlı ve sağlam bir anlatı tarzının olmaması bu alanın tanımlanmasını güçleştirip, beslendiği teorilerin netleştirilmemesine yol açarken bir yandan da alanın diğer sosyal bilimler dallarıyla kısa ya da uzun vadeli flörtler ederek, dans ettiği kaygan zemin üzerinde yeni özgürleşim alanlarına doğru hareket edebilmesine olanak sağlamaktadır.
Uluslararası halkla ilişkiler alanı ve bununla ilişkili tarih yazımları bu çabaların yeni bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kitap da uluslararası halkla ilişkiler alanı ve uluslararası alanda farklı ekonomik, siyasal ve kültürel yapılara sahip ülkelerin halkla ilişkiler tarihinin ve kaygan zemin üzerindeki yeni özgürleşim alanlarının incelendiği bir çalışma niteliği taşımaktadır.