Coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe bağlı olarak statü edinme sürecinde dindarlık değişiyor mu? Atfedilen statü yerine edinilen statüye yönelim, ebeveynin sosyo-ekonomik durumunda bir rol farklılaşması getiriyor mu? Statü edinme sürecinde, dindarlığın hangi boyutlarında benzer tutumlar sergileniyor, hangi boyutlar farklılaşıyor? Ebeveynden çocuğa statü ve değer olarak ne aktarılabiliyor, ne aktarılamıyor? 1950'ler de başlayan ve özellikle 1980'ler de kitlesel hale gelen kırsaldan kente göç süreciyle kırsalın çocuklarının kente taşınması ve eğitime bağlı statü edinmesi, Türkiye'nin toplumsal dönüşümüne dair bir fikir verir mi? İşlevselcilerin ileri sürdüğü gibi, yetenek hak ettiği ödülü alabiliyor mu? Hak edilenin alınması, statü edinmede eğitimin, diplomanın giderek öneminin artması, yani liyakat esasına göre, mesleki statü edinmenin yaygınlaştırılmasına bağlı değil midir? Statü edinmede ağ, hem coğrafi hareketlilikte hem de eğitim yoluyla hareketlilikte giderek daha belirleyici mi oluyor? Ebeveynin sosyo-ekonomik durumunun yerine ebeveynin sosyal bağlantılarına bağlı tanıdık çevresinin etkili olmaya devam ediyor olması, sadakat temelinde statü edinildiğini göstermez mi? Statü edinmede sınıf-sal bir mücadelede söz konusu değil midir? vb. sorular çerçevesinde göç ve eğitim yoluyla statü edinme ve dindarlık ilişkisini inceleyen, sosyal hareketlilik olarak ifade edilen süreç ile dindarlığın bir farklılaşma sürecine girip girmediğinin problem olarak ele alındığı bu çalışmada, Gerdibi Köylülerinin şehir merkezine coğrafi hareketliliği ve eğitim yoluyla sosyal hareketliliği yerine, çalışmanın güncel ve anlaşılır olması adına "statü edinme" kavramı kullanılmış ve Gerdibi köylüleri, coğrafi hareketlilik ve eğitim yoluyla hareketliliğe uygun olduğu için araştırma sahası olarak tercih edilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)