Parçalanmış Adalet, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı gibi kurulan ve işleyen “özel yetkili ağır ceza–özel soruşturma” modelini ele alıyor, bu soruşturma ve yargılama yönteminin “adil yargılama” açısından oluşturduğu tehdidin çeşitli boyutlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor: Göz ardı edilen sanık ve müdafi hakları, kanuna aykırı şekilde yapılan uygulamalar, “terör suçlusu” olarak değerlendirilen çocukların yargılanmaları, askerî yargının doğurduğu sorunlar, gizli tanık uygulaması, bilgisayarlarda yapılan aramalar, son çare olarak başvurulması gereken “tutuklama” kararının kural haline gelmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları...
Ceza ve ceza yargılaması hukuku, “iktidar” olgusuyla çok yakından ilgili bir kavram. Ceza hukukunun her alanı aynı zamanda bir iktidar alanı. Bu açıdan bir ülkenin hukuku, mevcut kanunları ve uygulamalarıyla, yönetilenlerle yönetenler arasındaki “iktidar savaşı’nın kurallarının konulduğu bir alan. Türkiye’de de durum farklı değil: Otoriter zihniyet ve ona karşı verilen demokratik mücadele tarihi, bir politik süreç olarak analiz edilebileceği gibi, “insan hakları”nın ülkemizdeki seyri olarak da okunabilir. Parçalanmış Adalet’te, bu çerçeve içinde Türkiye’de özel ceza yargısının kişi hak ve özgürlüklerini ihlal/tehdit eden nitelikleri deneyimli hukukçular tarafından değerlendiriliyor.