Sınai mülkiyet hakları, 1995 yılında kabul edilen Kanun Hükmünde Kararnameler ile ayrı ayrı düzenlenmiştir. Her sınai mülkiyet hakkı, ayrı Kanun Hükmünde Kararname ile cezai koruma altına alınmıştır. Suçun ve cezanın Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiş olmasının suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuştur.
Çalışmada Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlar ışığında sınai mülkiyet haklarının cezai korumasına dair hükümlerdeki sadeleştirme anlatılmıştır. Daha sonra, 2017 yılından itibaren uygulanan Sınai Mülkiyet Kanununun kabul edilmesiyle, tüm sınai mülkiyet hakları tek kanun altında birleştirilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanununun 30. maddesi ile sadece marka hakkının ihlali suç olarak düzenlenmiştir. Bir suçun oluşumu için aranan unsurlar, marka suçlarına uyarlanarak anlatılmıştır. Sınai Mülkiyet Kanununu 30. maddesi, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Andlaşmasının 61. maddesi ile karşılaştırmıştır. Marka suçları; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi suç olduğundan yapılacak yargılama için şikayetin varlığı aranmıştır. Suçun muhakemesi, yaptırımı konularına yer verilmiş; kanundaki eksiklikler ve çözüm yolları belirtilerek çalışma sonlandırılmıştır.