Çalışmamızda mülkiyet hakkı incelenerek mülkiyet hakkının sınırlandırılmasında sıkça kullanılan "kamu yararı" kavramının ne olduğuna, yasalardaki ve uluslararası mahkeme ve uluslararası sözleşmelerdeki yerine değinilmek suretiyle kamu yararının sınırları belirtilmiştir.
Mülkiyet hakkının sınırlandırılmasının anayasalar, Anayasa Mahkemesi kararları, Yargıtay ve Danıştay kararlarındaki yeri ortaya konulmuş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki tutumu incelenmiştir. AİHM'nin mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde kullanmış olduğu üç kural analizine yer verilerek devletlerin mülkiyet hakkının korunması yönündeki yükümlülükleri ele alınmıştır. Ayrıca AİHM tarafından devletlere tanınan geniş takdir marjı incelenerek, AİHM'nin tutumuna yer verilmiştir.
Çalışmamızın sonunda, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak yasaların kamu yararı amacı için yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmış ve hukuk devleti olarak yasama işlemlerinin kamu yararını amaçlaması gerektiği tespitine varılmıştır. Bu hususun Anayasa Mahkemesi tarafından hukuk devletinin unsurlarından biri olarak kabul edildiği ortaya konulmuş olup AİHM tarafından devletlere tanınan geniş takdir marjının sınırsız olmadığı, iç hukukumuzda takdir yetkisinin yasal sınırlar içinde ve gerekçeli, eşitlik ilkesine uygun olarak kamu yararı amacıyla kullanılması gerektiği, takdir yetkisinin kullanımının idari işlemin yetki, sebep, konu, maksat ve şekil unsurlarının hukuka aykırı olup olmaması bakımından yargısal denetime tabi olduğu sonucuna varılmıştır.