Bugünün kalkınmış ülkeleri hiç de öyle zannedildiği gibi serbest pazar - serbest ticaret politikalarıyla ve temel demokratik kurumlarıyla kalkınmadılar. Bu ülkelerin IMF, Dünya Bankası ve DTÖ ile birlik olup, kalkınmakta olan ülkelere önerdikleri, hatta uygulanmasını şart koştukları politikalar, onları kalkındıran politikalar değil. Bilakis hepsi, sanayilerini geliştirmek için tarife koriması ve teşvik kullandılar. Kalkınmalarının erken aşamalarında, demokrasi, merkez bankası ve profesyonel bir kamu idaresi gibi temel kurumlardan yoksundular. Patent, iflas, sınırlı sorumluluk, kadın ve çocuk işgücü, bunların hepsi onyıllar içerisinde düzenlendi.
Peki şimdi neden kendi kalkınmalarını sağlayan politikalar değil de neo-liberal politikaları öneriyorlar? Koreli bir iktisatçı olan Ha-Joon Chang, kalkınmış ülkelerin onları yukarı çıkaran "merdiveni ittiklerin" ve böylelikle daha yoksul ülkelerin kalkınma şanslarını ellerinden aldıklarını iddia ediyor. Chang, zengin bir tarihsel malzeme kullanarak, ortodoks kalkınma reçetesinin dayanaklarını çürütüyor. Avrupa Evrimci Ekonomi Politik Vakfı'nın 2003 Myrdal Ödülü'nü alan bu kitap, bugün Türkiye dahil pek çok ülkeye dayatılan ve protestolarla karşılaşan reçetenin gerçek yüzünü gösteriyor. "Dediğimi yap, yaptığımı yapma" diye özetlenebilecek bir reçete bu. Chang'ın kitabı, bu yanlış reçetenin ve tabii bu "çoban doktor" misali reçeteyi yazan iktisat ideolojisinin güçlü bir eleştirisini yapıyor.