Sanayi devrimi, yaşam tarzımızı dönüştürdü; bireylerin ortalama ömrünü iki katına çıkardı ve bütünüyle küresel olan uygarlıkların doğuşunu mümkün kıldı. Peki, nanoteknolojinin etkisi bu gibi bir dönüşümle boy ölçüşebilecek büyüklükte midir; kimilerinin öne sürdüğü gibi ikinci bir sanayi devrimi olacak mıdır?
Nanoteknoloji, şimdiden bünyesinde kayda değer icatlar barındırıyor, üstelik daha da fazlası kuramcıların laboratuvarlarında ve bilgisayarlarında hazır bekliyor. Biyolojik mekanizmaların becerilerini geleneksel mekanizmaların becerileriyle birleştirmek mümkün olabilir mi? Başka bir deyişle kendi kendilerine oluşan, kendilerini tamir eden, fabrikalar olmaksızın çoğalan ve tohumlardan filizlenen makinelerimiz olabilir mi? Yaşamın maharetini ve uyum gösterme yeteneğini, jumbo jetlerin gücünü, elektrikli motorların verimini, bilgisayarların şaşmazlığını bünyesinde barındıran bir teknolojiye sahip olabilir miyiz? Ne kadar dahice olursa olsun birtakım yeni icatların, küçük bir teknoloji dalını aşıp dünyayı değiştirip değiştiremeyeceğine nasıl karar verebiliriz? İşte Nanogelecek, bu soruların cevaplarını vermeye çalışıyor.