Tüketici kavramı, sanayi devriminin yarattığı kitlesel üretimin doğal sonucu olarak ortaya çıkmış olup, tüketicilerin sahip olduğu hakların insan hakları gibi temel ve vazgeçilmez olduğu ilk kez Amerikan Başkanı Kennedy'nin 15 Mart 1962 yılında Amerikan Kongresi'nde yapmış olduğu konuşma sonrası Amerika tarafından kabul edilmiş, ABD'nin tüketici koruması çerçevesinde attığı bu adımı sırasıyla Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre ve Belçika gibi ülkeler izlemiştir. Konuyla ilgili olarak Avrupa Birliği'nde atılan ilk önemli adım ise 5 Nisan 1993 tarihli ‘'Sözleşmelerdeki Haksız Şartlara İlişkin 93/13 Sayılı Tüketici Sözleşmelerinde Yer Alan Kötüye Kullanılabilir Kayıtlara İlişkin Konsey Yönergesi'' ile olmuştur.
Türkiye'de ise tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler 1982 Anayasası'ndan sonra ivme kazanmıştır. 1982 tarihli Anayasa ile tüketicilerin korunmasına ilişkin gerekli adımların atılması Devlete yüklenmiştir. Nitekim 1982 Anayasa'sında yer verilmiş olan ‘'Tüketici Hakları'' başlıklı 172'nci maddesiyle Devlete tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirlerin alınması ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik etmesi konusunda yükümlülükler getirmiştir. Bunu takiben Kanun koyucunun tüketici koruması adına attığı ilk somut adım ise, 23 Şubat 1995 tarihinde yürürlüğe girmiş olan (4077) sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile olmuştur. Sosyal bir Devlet olmanın önemli adımlarından biri olan Tüketici Hakları bugün için 28 Kasım 2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olan (6502) sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu Kanun'a dayalı olarak yayımlanmış Yönetmelikler, Tebliğler ve Kılavuzlar kapsamında sürdürülmektedir.