Levinas’ın felsefesi, varlığın boğucu, kişisizleştirici ve anlamsız işleyişinde mahpus kalan öznenin varlıktan başka olana iştiyakını, varlığı aşma ve onun ötesine geçme özlemini ifade eder. Anlamı varlığın dışında ve varlığa rağmen arayan bir aşkınlık felsefesidir bu.
Şu halde Levinas’ta aşkınlık ve anlam (ve aşkınlığın anlamı) asıl olarak varlığın aşılmasında ortaya çıkar. Böylesi bir aşma, somut olarak, etikte ve etik yoluyla vuku bulabilir ancak. Etik, başkası ile – nam-ı diğer öteki ile – dolaysız ve asimetrik çıkar-gözetmez ilişkidir.
Özne, bu ilişki yoluyla kendine dolayısıyla varlığa zincirlenmişlikten kurtulur ve böylece öteki’nin yüzünden öte’ye yani aşkın olana açılma imkânına kavuşur. Etik terimlerde ifadesini bulan ötekiyle karşılaşma, varlığı aşmanın, dolayısıyla aşkınlığın bir, hatta biricik imkânıdır Levinas’ta.