Deniz alacaklarına karşı sorumluluğun fon tesis etmek suretiyle sınırlanması mümkündür. Fon tesisi, deniz alacaklısı haklarının sahipleri için kusursuz sorumluluk ve mali güvenceden sonra üçüncü kademede güvence sağlamaktadır. Çalışmada bu nedenle, ilgili milletlerarası sözleşmelerin hükümleri ile Türk hukuku düzenlemeleri çerçevesinde; önce mali güvence temin yükümlülüğüne, daha sonra sınırlama fonunun esaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Başta LLMC 76 olmak üzere, deniz alacaklarına karşı sorumluluğun sınırlanmasına ilişkin hükümler sevk eden hiçbir milletlerarası sözleşme, bu kapsamda tesis olunacak ve paylaştırılacak sınırlama fonunun tabi olduğu usul hükümlerine yer vermemiştir. LLMC 76'nın 14.maddesi bu hususu açıkça taraf devlet ulusal hukuklarına bırakmıştır. Türk hukukunda bu yönde bir düzenlemeye ne müstakil bir kanun içerisinde, ne HMK'da ne de 6102 sayılı TTK'da yer verildiğinden, çalışmada; milletlerarası düzeyde yürütülen çalışmalar ile karşılaştırmalı hukuk incelemesi neticesinde elde edilen değerlendirmeler dikkate alınmak suretiyle, Türk hukuku için bu yönde sevk edilebilecek usul hükümleri önerilmişlerdir. Bu hususta, HMK ile İİK'nın ilgili maddeleriyle uyumun sağlanmasına da dikkat edilmiştir. Bu şekilde, sınırlama fonunu tesis ile paylaştırmakla yetkili ve görevli kılınan mahkemenin Türk mahkemesi olduğu durumlarda, yeknesak uygulamanın yerleşebilmesini sağlamak amacıyla; bu mahkemenin sınırlama fonunun tesisi ile paylaştırılmasında takip edeceği usulü öngörebilmesi amaçlanmıştır.
Çalışmada son olarak, kirlenme zararlarından doğan deniz alacaklısı haklarının sahiplerinin, bu alacakları ile ilgili olarak başvurabilecekleri ve kendilerine dördüncü ve hatta beşinci kademede güvence sağlayan uluslararası tazmin fonlarına ilişkin değerlendirmelere de yer verilmiştir. Bu kapsamda, uluslararası tazmin fonlarının; kuruluşlarına, tazmin yükümlülüklerine, aleyhlerine işletilebilecek yasal yollar ile halefiyet haklarına dikkat çekilmiştir.