Akademik ve bilimsel ölçütlere göre hem özgün değeri yüksek olan hem de konuyla ilgili doğru bilinen yanlışlara Kamu Hukuku alanından ışık tutan bu çalışma iki temel bölümden oluşmaktadır.
Çalışmanın ilk bölümünde kadının insan haklarını tarihsel açıdan ele alınmış, kadının insan haklarına ilişkin gelişmeleri toplumsal-politik mücadeleden hukuk tarafından düzenleniş sürecine kadar takip ederek, hakların norm öncesi ve normlaşma aşamaları dikkatle incelenmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde ise, kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin insan hakları hukuku bakımından işlevini ilk bölümde ortaya koyduğu kavramsal çerçeve bağlamında tartışılmıştır.
Çalışma da, kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali ve ayırımcılık biçimi olarak kabul eden İstanbul Sözleşme'nin hem uluslararası hem de ulusal insan hakları hukuku ve politikası açısından hak ettiği nitelikte tartışılmıştır.