Önümüzde yoğun bir gündem var. Türk Ticaret Kanunu görüşmeleri başladı. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Komisyondan geçti… Başta Borçlar Kanunu olmak üzere bir çok kanun sırada bekliyor… Anayasa Mahkemesi, Ombudsmanlık Kanununu tümüyle iptal etti…
Tüm bunların yanı sıra, tefrikaya dönüşen Anayasa değişikliği tartışmaları, seçimlerin ardından yeniden başladı. Bu tartışmaların önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşacağı kesin…
Görünen o ki, değişiklik metinleri üzerinde uzlaşmadan daha önemlisi, Anayasanın ne olduğu ne olmadığı konusunda uzlaşmadır. Sakin bir düşünüşle ‘anayasa’ olgusunun ortaya çıkışı, neden gereksinim duyulduğu vb. gibi konular değerlendirilmeli, tartışılmalı; güncel politik kaygılardan uzak bir ortam yaratılmalıdır.
Anayasa Mahkemesinin önceki başkanlarından Yekta Güngör Özden, Yayınevimizce yayınlanan Hukuk Cep Kitapları Dizisinin ilki olan “T.C. Anayasası” adlı kitapçığa, yıllar önce yazdığı ‘Önsöz’de şöyle diyor: “Anayasa, devletin yükümlülüklerini, yapısını belirleyen, yurttaşların hak ve özgürlüklerini güvenceye bağlayan temel hukuk bilgisidir. Demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini tüm çağdaş nitelikleriyle gerçekleştirme çabasının kaynağı ve dayanağıdır.”
Bu sözde geçen “devletin… yapısını belirleyen” deyimi, işin önemli bir yönünü ortaya koymaktadır. Anayasada yapılacak her türlü değişiklikte uzlaşmanın olmazsa olmazı, en azda da olsa bir “zihniyet birlikteliği”nin sağlanmasıdır. En iyisi, Yekta Güngör Özden’e yeniden kulak vermek: Anayasakoyucunun, yasama organının ulusumuza sunacağı en önemli kaynak olan Anayasa’nın toplumun tüm kesimlerinin beklentilerini karşılayacak düzeyde olması asıldır.
Siyasal amaçlı kurallardan oluşan yamalar yerine tüm çağdaş nitelikleriyle hukuk devletini gerçekleştirecek bir Anayasa edinilmesi amaçlanmalı ve gerçekleştirilmelidir. Demokrasinin çağdaş aşaması olan “hukuk devleti”ni sosyal niteliğinden ayırmadan.” Bu arada, sonunda görkemli bir binaya kavuşan Anayasa Mahkemesinin 47’nci yılını kutluyor, tüm tartışmaların uzağında görevini başarıyla sürdüreceğine olan inancımızı yineliyoruz. (Önsöz'den)