Siyaset, sadece bir siyasi parti üyesi olan ve eylemli olarak siyaset yapan kişilerin veya siyaset bilimi üzerinde çalışan akademisyenlerin ilgi ve bilgi alanı kapsamında bulunan ve tekelinde olan bir uğraş değildir. Aksine siyaset, meslekleri siyaset yapmak olmayan, eğitim öğretim gördükleri alan ile meslekleri her ne olursa olsun hemen her insanı ilgilendiren, gündelik hayatın içinde olan, herkesin üzerinde az ya da çok bilgi sahibi olduğu bir konu, yaptıklarıyla yapmadıklarıyla sonuçları yurttaş olarak hepimizi ilgilendiren ve etkileyen bir faaliyettir.
Esasen yurttaş, siyasi toplumun, yani devletin, bir dizi hak bahşedilmiş, ama aynı zamanda sorumluluk da yüklenmiş üyesi ve yurttaşlık da bireysel var oluşun kamusal yüzüdür. Dolayısıyla yurttaş, belli bir kamu için ve o kamu adına mesajı, görüşü, tavrı, felsefesi olan ve bunu temsil etme, cisimlendirme, ifade etme yetisine ve sorumluluğuna sahip bulunan kişidir. Buna göre de, siyasetle uğraşmak, siyaset üzerine düşünmek, siyaset üzerine söz söylemek ve gerektiğinde eyleme geçmek bir yurttaşlık görevidir.
Esasen, belli bir ülkede yaşıyor olmak insanı yurttaş yapmaz. Yurttaş olmak, iyi bir yurttaş olmak için devlet yönetimine katılmak, siyasal, yasal ve yönetimle ilgili görevleri üstlenmek veya en azından bu hususlarla ilgili olarak düşünmek, söz söylemek, eleştiri yapmak gerekir. Aristoteles'in insanı "siyasal bir hayvan" olarak nitelendirmesinin, Perikles'in "siyasetle ilgilenin" demesinin nedeni budur ve bundan dolayıdır.