Türk kamu yönetiminde gerek imar işlemleri alanında gerekse mülkiyet hakkı alanında birçok çalışma olmakla birlikte imar işlemlerinin mülkiyet hakkına etkisini araştıran çalışma sayısının çok az sayıda olması, özellikle son 15- 20 yıllık süreç içerisinde inşaat ve imar faaliyetlerinin Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak anılması konunun seçiminde belirleyici rol üstlenmiştir. Arsa getiriminin çok yüksek olduğu ülkemizde artan konut arzına rağmen konut fiyatlarının artması, imar planlarının sık ve kişilere özel değiştirilmesi konuyu daha da önemli kılmaktadır.
Çalışma tüm bu noktaları göz önünde tutarak AİHM içtihatları doğrultusunda imar hukukunda olumlu bir gelişmenin olup olmadığı, AİHM içtihatlarının yerel idare işlemlerini ve ulusal yargı makamlarını ne yönde etkilediğini mahkeme kararları ışığında açıklama amacı taşımaktadır.