Retorik tarihte hiçbir zaman günümüzdeki kadar canlı bir tartışma konusu olmamıştı. Sözle cezbetmek, ikna etmek, tahrik etmek, büyülemek, tartışmak, muhakeme etmek ya da kişiyi buna teşvik etmek, baştan beri retorik sanatının temek payandaları olageldi. Teori ve uygulama arasındaki doğrudan ilişkiyi izleyen bu çalışma, retorikle ilgili belirleyici çıkış noktalarının ve söylem rejimlerinin bir çözümlemesini yapmakla kalmıyor, aynı zamanda retorik temelinde kurulan yeni dil rejimleinin açıklayıcı ve kapsayıcı bir dökümünü veriyor. Bilhassa sosyal bilimlerde kendini gösteren yeni söyleyiş ve kavrama dinamikleri üzerine yazılmış temel çalışmalardan biri..