Nietzsche, modern insanın tanrısını öldürdüğünü iddia etse de insanlık tarihinin en seküler toplumları dâhil olmak üzere gündelik hayatta tanrının izlerine rastlamak işten bile değil. Zira din olgusunun kadim zamanlardaki meşrulaştırma gücünden fire vermediği, en öznel bakış açıları tarafından dahi reddedilemeyecek kadar göz önünde. Tam aksine, organik toplumsal bağlar karmaşık hâle geldikçe, dini propaganda, duruma hızlıca uyum sağlayarak, daha incelikli formlara bürünmeye devam ediyor.
Bu kitap, propaganda ve din ilişkisinin en başından itibaren giderek karmaşıklaşan formunu analiz etme gayretinin, belki emekleyen ama koşma azmindeki bir örneğidir. Bu amaçla kavramsal açıklamaları takiben ilişkinin arka plan incelemesi yapılmış, kurumsal dinlerde propagandanın kullanım şekilleri irdelenmeye çalışılmış. Son olarak İslam toplumlarında söz konusu ilişkinin toplumsal hayattaki güncel tezahürleri sorgulanmış.
(Tanıtım Bülteninden)