―Yiyecekleriniz sizin ilacınız olsun
Hippocrates Probiyotikler, gıdalarla ya da saf olarak alındıklarında tüketici sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratan canlı mikroorganizma kültürleri, olarak tanımlanmaktadır. Vücudumuzda bulunan probiyotik mikroorganizmaların tamamı birçok organımızdan daha ağır ve sayısal olarak toplam hücrelerimizden on kat daha fazladır. Bu mikroorganizmalar, sadece mide bağırsak sistemimizde değil; burun, kulaklar, özofagus, bademcikler, göz, vajina ve üriner sistem başta olmak üzere, tüm vücudumuzda yaşamlarını sürdürebilme yeteneğindedir. Günümüzde; immün bağışıklık yanıtlarının güçlendirilmesinden, patojenlerle ve hatta kanserle mücadeleye kadar, probiyotiklerle beslenmenin sayısız yararından söz edilmektedir.
Probiyotikler üzerinde yürütülen yoğun bilimsel çalışmalardan elde edilen kanıtlar ışığında, 21. yüzyılın ―Probiyotik Çağı‖ olacağına dair öngörünün taraftarları giderek artmaktadır.
Probiyotik çağının aralanan kapısından girmeden önce konunun tüm yönleriyle irdelendiği bir farkındalığın oluşturulması zorunludur. Bu kitabın yayına hazırlanmasında, yukarıda özetlenen gereksinimler temel itici güç olmuş. Yine aynı gerekçelerle kitabın hitap edeceği kitle olarak; bilim insanlarından teknologlara, lisans öğrencilerinden toplumun her katmanındaki tüketicilere kadar geniş bir yelpaze seçilmiş.
(Önsözden)