Bu kitap bambaşka bir yorum sunuyor. Yazarlar, otizm vakalarında son zamanlarda yaşanan artışın, asıl depremin "artçı şoku" olarak anlaşılması gerektiğini savunuyorlar. Asıl deprem ise 1970'lerin ortasında zekâ geriliğinin kurumdışılaştırılmasıydı. Kurumdışılaştırma, yalnızca çocukluk çağı gelişim bozukluklarını ele alacak kurumsal çerçevenin değil, söz konusu bozukluklara baktığımız kültürel merceğin de kökten değişmesine yol açtı.
Bu değişim sayesinde artık çocukluk çağı bozukluklarını zihin hastalığı veya zekâ geriliği, iyileştirilebilir veya iyileştiremez kategorileri içinde değil, aralarda bir yerde görebiliyoruz.
Otizmin yakın tarih içerisindeki seyrini uluslararası karşılaştırmalarla birleştiren Otizm Salgını, pek çok ebeveynle çocuğu etkileyen bir hastalığın yeni ve yetkin bir analizini sunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)