Siyasal meşruiyet sorunu antik çağlardan günümüze kadar hep tartışılmış ve tartışılmaya da devam edilmektedir. İnsanoğlunun birlikte yaşama arzu ve mecburiyetinin en önemli sonucu devlet ve onun egemen gücü iktidar olmuştur. Tarih boyunca iktidarın ve dolayısıyla egemenliğin kaynağı sorgulanmıştır. Bu sorgulama yapılırken kimi zaman gelenekler, töreler ve inançlar temel ölçütler olurken kimi zaman hukuk ve adalet düşüncesi ağır basmıştır. Dünya tarihinde kendine özgü bir hukuki sistem ve monarşik imparatorluk olarak yerini alan Osmanlı Devleti, günümüzde siyasal iktidar, meşruiyet ve ideoloji gibi konular üzerinden de incelenmeye ve tartışılmaya başlanmıştır.
Hazırlanan bu çalışmanın temel amacı, söz konusu tartışmalara gerek literatür gerek kavramsal anlamda, bilimsel ve akademik kaygılarla mütevazı bir katkıda bulunmaktır. Konunun cazibesi iddiasında yatmakta olduğundan, elbette çalışmamız pek çok eksiği de barındırmaktadır. Tarihi bir olguyu modern kamu hukuku, hukuk tarihi ve siyaset bilimi süzgecinden geçirmeyi amaçlayan bu çalışma eğer söz konusu alanlara katkı sağlayabilirse amacına ulaşmış sayılır.
(Önsözden)