Türkiye, Ortadoğu ile çok köklü tarihi ve kültürel bağlara sahiptir ve bölge ülkeleri ile tarih boyunca dostça ilişkiler geliştirmeyi benimsemiştir. Ortadoğu ülkeleriyle tarihten gelen güçlü sosyal ve kültürel bağlara sahip olan Türkiye, tüm bölge ülkeleriyle ilişkilerini her alanda karşılıklı saygı ve içişlerine karışmama ilkeleri çerçevesinde çeşitlendirmeyi ve geliştirmeyi istemektedir. Türkiye, bölge ülkeleriyle ikili ve çok taraflı işbirliğini yaygınlaştırarak bölgede barış, güvenlik ve istikrarın tesisine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik politikaları bu temel hedefe dayanmaktadır.
Ortadoğu’da barış ve istikrarın sürdürülebilirliği ve bölge ülkelerinin Türkiye’ye karşı tutumlarının, ülkemizin güvenliği ve çıkarları açısından çok önemli olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle, Kuzey Irak ve Suriye’deki son gelişmeler bu durumu göstermiştir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana akılcı, gerçekçi ve hiçbir ayrım gözetmeksizin bölgenin bütün ülkeleri ile kalıcı barış ve istikrarı sağlamak için dostane ilişkilerini her zaman sürdürmüştür.
Türkiye’nin, Ortadoğu’daki kriz ve istikrarsızlık ortamını bir barış ve işbirliği ortamına dönüştürmek için yaptığı girişimleri dikkatle ve özenle izlenmektedir. Özellikle silahlı çatışmalara son vermek için çok taraflı ve etkin bir politika izlendiği görülmektedir. Fakat, içinde bulunduğumuz dönem içerisinde “Arap Baharı” olarak adlandırılan yeni gelişmeler, Suriye’de yaşanan iç çatışmalar, Ortadoğu’da birbirine bağlı ve süratle değişim gösteren zincirleme tepkiler, iç içe geçmiş bileşik sorunlar bölgenin ve dünyanın barış ve istikrarını ciddi şekilde etkilemektedir. Ortadoğu’da evrensel düzeyde değerlerin yerleşmesi, barış, istikrar ve refahın sağlanması; ancak demokratik ve bilimsel düşünceyi esas alan devlet ve toplum yapılarının oluşumu ile mümkündür. (Tanıtım Bülteninden)