Böyle bir çalışma politik varlık olarak insana ait olduğu için dolayısıyla antroposentrik (insan markezli) olması da kaçınılmazdır. Uzmanlık alanımızın politika olması nedeniyle insanlık tarihinin kendine has karmaşık veya kaotik olan tarihine daha bilimsel cevaplar vermeye çalışacağız. İnsan-insan ve insan-madde ilişkilerine biraz daha derinlemesine kafa yormakta bu çalışmanın temel sorunsalıdır.
Çoğalmak mı, azalmak mı ge¬reklidir? sorusunun da farklı cevaplarının olması sosyal bir var¬lık olarak insanın kendi doğasında aranmalıdır. Nüfusun artması gerektiği üzerine seslendirilen "Üç Çocuk" söylemi son yıllarda sıkça gündemi meşgul eden bir tartışma haline geldi. Üç çocuk her ne kadar nicel bir ifade olsa da bu çalışma da nitel karşılığı tanımlanmaya çalışılacaktır. Bundan dolayı üç çocuğun nitel değerini belirlemek için kollektif güçler üzerinden çalışmayı ilerletmeye çalışacağız. Devlet nedir?, Din Nedir? gibi sorular sorarak insanlık tarihinde neden nüfusun önemli bir araç haline geldiğini incelemeye çalışacağız.
Çalışmamızda insan-insan ve insan-üretim ilişkileri üzerinden teorileri analiz edeceğimizden dolayı, uygarlık tarihinde "çalışan", "dua eden" ve "savaşan" sınıflar (Huberman, 2010: 11), üzerinden Siyaset Bilimine katkı sunmaya çalışacağız. Bir başka ifadeyle bu sınıfların izini sürmeye çalışacağız.