Kent ve çevre değerlerinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, mülkiyet hakkının sahibi tarafından özenle ve sorumlulukla kullanılmasına bağlıdır.
Tarihsel gelişim süreci içinde, mülkiyet hakkı önce mutlak bir hak olarak algılandı. Ancak bu hakkın topluma ve gelecek kuşaklara karşı bir ahlaki sorumluluk duygusu ile kullanılması gerektiğine ilişkin görüşler 20. yüzyılda ağırlık kazandı.
Bu kitapta, Ankara yakınındaki Eymir ve Mogan gölleri çevresinde yer alan gelişmelerde mülkiyet hakkına konulan sınırlamaların etkisi irdelenmektedir.