Millî devlet, ortaçağ Avrupa’sında siyasî yönetim biçimlerinin çözemediği dört önemli meseleyi: Refah, Güvenlik, Kimlik, Meşruiyet meselelerini çözüme kavuşturmuştur. Fakat, 1990’lardan itibaren şartlar bu dört işlev bakımından ortaçağa benzemeye başlar. Millî devletin gücü (egemenlik) aşınır. Sınırların anlamı değişir. Yeni sınırlar tesis edilir. Gelir dağılımı bozulur. Güvensizlik ve belirsizlik hâkim olur. Kimlik parçalanması ve toplumsal çözülme yayılır. Demokratik meşruiyet sorgulanır, parlamentolar belli merkezlerde yazılan senaryoları oynayan tiyatrolar olarak görülür olur…
Eser, küreselleşme adı verilen süreç ile millî devlet arasındaki ilişkileri tarihî perspektifle ele alıyor. Çünkü, pek çok şey değişse de, bir arada yaşamanın temel gerekleri geçerliliğini korumaktadır. Yeni döneme, modern millî devlet kurma projesini tamamlayamadan ve tarihî perspektiften mahrum biçimde giren Türkiye bakımından sürecin doğru okunması hayatî önem taşımaktadır. Çalışma bu alanda bir ilktir ve tahlillerdeki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.