Uzlaştırma, 1970'lerden sonra yaygınlaşan alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının ceza hukuku alanındaki görünümü olarak karşımıza çıkmaktadır; ancak uzlaştırma kurumunu salt normatif bir düzenlemeden ibaret görmek mümkün değildir. Nitekim uzlaştırma, ne her şeyin piyasa terimleri içerisinden ifadesini bulduğu bir toplumun ideolojik, iktisadi, siyasi/hukuki kuruluşuna tekabül eden neoliberal yapılanmanın ne de bir şeyin piyasa normlarının konusu haline gelmesi anlamına gelen metalaşmanın etkilerinden bağımsızdır.
Kitapta, değerin tahakkümündeki meta biçimin gereklilikleri olarak beliren özel mülkiyet, sözleşme özgürlüğü, girişim özgürlüğü, rekabet, verimlilik gibi piyasa düzenine hakim ilke ve biçimlerin ceza hukuku alanında da egemen hale gelmesinin yani ceza yargısının metalaşmasının uygun adı uzlaştırma olarak ele alınmıştır.