21. yüzyıl getirdiği bilgi iletişim teknolojileri ve hızlı ulaşım olanakları sayesinde uluslararası ticareti ve finansal hareketleri önemli ölçüde kolaylaştırmasının yanında, dünyanın bir bölgesinde meydana gelen bir finansal veya ekonomik şokun, dünyanın diğer bölgelerine yayılmasını da hızlandırmış / kolaylaştırmıştır. Eylül 2008'de ABD'de patlak veren ve kısa sürede neredeyse bütün ülkeleri etkisi altına alan Büyük Resesyon (2008 Küresel Krizi) bunun en net örneklerini sunmuştur. Bu noktada ülkelerin ve uluslararası denetleyici ve düzenleyici kuruluşların uygulayacağı makro ihtiyati politikalar büyük önem kazanmıştır. Bu çalışma da; Büyük Resesyon sonrası dönemde Türkiye'de uygulanan makro ihtiyati politikalar ve bunların etkinlik derecesi incelenmiş. Yeni küresel krizlerin yaşanmaması ve ülke ekonomilerinin bu tür krizlere daha dirençli hale getirilebilmesi için bu tür çalışmaların artarak devam etmesinde yarar vardır.
(Önsözden)