Kampfplatz, liberal ve muhafazakâr ezberlerin denetimine giren düşünce ortamına bir itiraz olarak kendisini duyuralı çok değil, yalnızca birkaç ay oldu. Ancak bu birkaç ay bile itirazının ne kadar haklı, çağrısının ne kadar acil olduğunu birden çok kez gözler önüne serdi. Egemen iktidarın neredeyse her bir yanımızı saran ve neredeyse hep bir ağızdan dolaşıma sokulan liberal ve muhafazakâr dili, kavramların sınırlarını kimi zaman fazlaca daraltarak demokrasi gibi kimi zamansa fazlaca genişleterek terör gibi ablukanın dozajını gün geçtikçe daha fazla artırıyor.
Böylece neye nasıl karşı çıkılacağına da 18 Aralık ODTÜ direnişinde olduğu gibi kimin nasıl savunulacağına da Halkın Avukatlarının tutuklanmasında olduğu gibi karar veriyor. İlk sayımızın arka kapağında üç de yetmez beş tane! demiştik; her türlü ironiyi boşa çıkarmaya muktedir olan iktidarın temsilcisi, yatak odalarını bir kez daha ziyaret etti: Bize dörtbeş lazım. Yine üç kez beraat etmişti Pınar Selek; üç de yetmez diyerek kendi kararını bozan mahkeme tarafından tekrar yargılanıp müebbete mahkûm edildi; olağanüstü halin bir hukuk normu olduğunu bir kez daha gördük.. (Tanıtım'dan)