Jeopolitik, günümüzde çokça duyduğumuz "coğrafya kaderdir" deyişiyle kendi isim tarihinin öncesinde başlamış ve arka planda devletlerin dış politika yapımında en önemli analiz birimlerinden birisi olmuştur. 19. yüzyıl ile birlikte, alanda akademik çalışmalar yoğunlaşmış 20. yüzyılda ise resmî bir disiplin olarak kendisini göstermiştir. Genel anlamda jeopolitik, bir devletin bulunduğu konuma göre siyaset üretmesidir. Gelişen teknoloji ve iletişim araçları ile birlikte devletlerin bu alandaki ihtiyaçları artmış ve günümüze kadar uygulama sahası bulmuş üç önemli teori kullanıma sunulmuştur. Klasik teoriler olarak da bilinen bu teoriler; Mackinder'in Kara Hakimiyeti, Spykman'ın Kenar Kuşak ve Alfred Mahan'ın Deniz Hakimiyeti teorileri, dünya siyasetine önemli etkilerde bulunmuşlardır.
Bu kitapta nihai olarak hedeflenen, Soğuk Savaş sonrası Türkiye ve Kazakistan ilişkilerinin en çok hangi jeopolitik faktörden etkilendiğini araştırmak, bu faktörün güncel yansımalarıyla birlikte gelecek projeksiyonu hakkında tespitler yapmak ve tavsiyelerde bulunmaktır.