Bugün birçok ülkenin girişim sermayesi ekosistemi oluşturmak amacıyla politika çalışmaları yürüttüğü görülmektedir. Çalışmamız içerisinde vurguladığımız üzere, başarılı bir girişim sermayesi ekosistemi, ekonomik anlamda birçok getiri sağlamaktadır. Bu getiriden devlet, vatandaş (tüketici), girişimci, yatırımcı ve büyük şirketler (corporate) dahil birçok paydaş faydalanmaktadır. Başarılı bir ekosistem oluşturmak için birçok unsur gerekmektedir. Ancak bu unsurlardan başlıcası uygulamadaki sorunlara cevap veren bir hukuki altyapının oluşturulmasıdır. Girişim şirketlerinin kendine has özellikleri mevcut şirketler hukuku düzenlemelerinden ayrılan yorumlara ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple, girişim şirketlerinin kendine özgü yönleri de dikkate alınarak yeni düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Girişim sermayesindeki tüm paydaşların menfaati, girişim şirketinin başarısı üzerine kurulu olduğundan, girişim şirketine uygun bir hukuki altyapı sunmak, aynı zamanda girişim sermayesini düzenlemek anlamına gelmektedir. Girişim şirketlerine ilişkin sorunları tespit ederken pratikteki gözlemlerimiz, uygulamacı görüşleri/şikayetleri (girişimci, fon, yatırımcı, hukukçu), karşılaştırmalı hukuk ve regülasyon çalışmalarından faydalanılmıştır. Tespit edilen her bir sorun yabancı hukuk yaklaşımları dikkate alınarak, Türk hukukuna uygun önerilerle çözüme bağlanmaya çalışılmıştır. Hedefimiz, Türk hukuku kapsamında konuya ilişkin bir düzenleme çalışması yapılması halinde kısmen de olsa rehberlik edebilecek bir çalışma ortaya koymaktır. Bu kapsamda ilk olarak ekosistemi tanıtmak amacıyla girişim sermayesi aktörlerine yer verilmiştir. Takiben ikinci bölümde kuruluş, çalışan pay edindirme uygulamaları, girişim sermayesine özgü erken aşama finansman sözleşmeleri ve uygulamada karşılaşılan diğer sorunlar incelenmiştir. Nihayet Sonuç başlıklı son bölümde tüm önerilerimize toplu olarak yer verilmiştir.