Günümüzde gerek kamuda gerekse özel sektör kuruluşlarında faaliyetlerin yapı taşı olan iş süreçleri eskiye oranla radikal bir değişim göstermiştir. İş süreçlerinde maddi olmayan sermaye unsurları, entelektüel sermaye, bilgi iletişim teknolojileri ve yazılımın ağırlığı göreli olarak artmıştır. Fiziksel emekten ziyade, bilişsel emeğin ön plana çıktığı bu iş süreçleri, tüketici ihtiyaçlarına çeşitlilik ve esneklik bağlamında çok hızlı tepki vermektedir.
Müşteri ve vatandaş memnuniyeti odaklı tüm iş süreçleri, beraberinde sürekli gelişimi ve iyileştirmeyi hedefleyen bir kalite anlayışını da zorunlu kılmaktadır. İşte bu iş ve faaliyet ortamında yer alan tüm kurumlar, akademiden teorik ve ampirik çalışmalarla ilgili destek almak durumundadır. Pek tabi ki bu yeni iş ve faaliyet ortamı, iktisadi ve idari bilim alanlarında çalışan akademisyenlere birçok konuda araştırma yapma fırsatı ve sorunluluğu vermektedir.