"Hukukun iç ahlakının ilkelerinde yaşanabilecek her bir sapma, sorumlu bir fail olan insanın haysiyetine bir hakarettir. Bir kimsenin eylemlerini, ilan edilmemiş veya geriye etkili kanunlar ile yargılamak veya ona imkânsız bir şey yapmasını emretmek, onun öz irade yetilerine olan kayıtsızlığı ifade eder. Buna karşılık, eğer insanın sorumlu eylemde bulunma yetisinin olmadığı görüşü kabul edilirse hukuki ahlakın varlık sebebi kaybolmuş olur. Eylemlerini ilan edilmemiş veya geriye etkili kanunlarla yargılamak bir hakaret olmaktan çıkar çünkü ortada hakaret edecek bir şey kalmamıştır. Aslına bakılırsa "yargılamak" fiilinin kendisi dahi bu bağlamda yersiz hale gelir; böyle bir durumda bir kimseyi yargılamayız, onun üstünde eyleriz sadece."
Hukukun da bir ahlakı var... Tüm ülkenin hukukunu kendi başınıza belirleyebilecek bir muktedir olsanız da, hukuku kullanmak için uymak zorunda olduğunuz bazı ilkeler var. Doğal hukukun son dönem önemli temsilcilerinden Fuller, bu ilkelerden bahsediyor, hukukun iç ahlakından, hukukun hukukundan.
(Tanıtım Bülteninden)