Özgürlük insanın bir başkasıyla karşılaşmasından ve süreç içinde topluluk olmasından bu yana en çok tartışılan kavramlardan biri olmuştur. Özgürlük ve sınırları, birey ve toplum açısından özgürlük, özgürlüğün farklı boyutları (negatif ve pozitif özgürlük), filozofların özgürlük hakkındaki görüşleri ve bu bağlamda yaratılan sanat ve edebiyat eserleri hep özgürlük arayışının birer ifadesidir.
Devlet ise günümüz düşün ve siyaset dünyasında olduğu gibi, liberalizmin doruk noktasına ulaştığı "küreselleşmiş ekonomi" bozkırında çokça tartışılan, dahası post-modern durumun en eski ve dokunulmazlık zırhına bürünmüş çocuklarından görelilik ve bireycilik bağlamında tartışıyor(muş) gibi yapılan ama esas olarak içi boşaltılan kavramlardan bir diğeridir.
Felsefe alanında özgürlüğü ve devleti, aralarındaki diyalektik ilişkiyi düşünce dünyasının ve mantığının temeli yapan düşünürlerden biri de Hegel'dir. Hegel'in Hukuk Felsefesi'nde belki de tüm mantık paradigması bir tür özgürlük ana yoluna eninde sonunda ulaşır ve düşünüp-araştırıp yollar araladığı kavramlar aracılığıyla adeta tinsel ama kabul görmüş özgürlükçü ideal devlet-toplum anlayışıyla buluşulur. Bu eserde de ele alınan Hegel'in hukuk felsefesi bağlamında özgürlük kavramı ve onun özgürlük-hukuk-politika arasında kurduğu çok katmanlı ve diyalektik ilişki üzerine günümüzün kaotik dünyasında bir kez daha düşünmek çıkmaza giren toplumsal sistem üzerine yeni bir pencere aralayacaktır.