Hak kavramı hukukun en temel kavramlarından biridir. Fakat günümüzde hak kavramının kullanıldığı bağlam sadece hukuk alanı ile sınırlı değildir. Ahlak felsefesi ve siyaset felsefesi alanındaki tartışmalarda da hak kavramı sıklıkla kullanılmaktadır. Bununla birlikte tartışmacılar bu kavrama çoğunlukla belli bir amaca ulaşmak veya diğer bir deyişle belli bir görüşü savunmak niyetiyle başvurmaktadır.
Bu nedenle de tartışma daha ziyade hak kavramının varsayılan içeriği üzerine odaklanmaktadır. Halbuki hak kavramının güncel hukuki, ahlaki ve siyasi tartışmaları kesin olarak çözüme kavuşturmakta kullanılabilecek bir argüman olabilmesi için, öncelikle kavramın kendisinin ne olduğu üzerinde bir uzlaşmanın kurulmasına ihtiyaç vardır.
Bir başka ifadeyle, hak kavramı etrafında sürdürülen tartışmaların bir sonuca bağlanabilmesi için öncelikli olarak “Hak nedir?” veya “Bir hakka sahip olmak ne demektir?” sorusu yanıtlanmalıdır. Bu çalışmanın temel gayesi yukarıdaki soruya bir yanıt aranmasıdır. Bu nedenle çalışma bizatihi hak kavramının çözümlenmesine yani analizine odaklanmıştır. Dolayısıyla çalışma kapsamında yukarıda sözü edilen güncel tartışmaların tüketilmesi amaçlanmamaktadır. Bilakis amaçlanan, bu tartışmalar için de zemin kurabilecek nitelikteki bir hak tanımının olabilirliğinin sorgulanmasıdır.
Çağımızda hak kavramının mahiyetinin açıklanmasına ilişkin oldukça geniş bir literatürün varlığından söz etmek mümkündür. Bununla birlikte elinizdeki çalışma esas itibariyle kavram analizi bakımından belirli bir geleneğe sahip olan Anglo-Sakson analitik hukuk felsefesi yaklaşımlarını merkeze almaktadır. Konunun tüketilmiş olma iddiasında olunmadığından, ileride yapılacak yeni çalışmaların sorunu farklı açılardan ele alacağı beklentisi taşınmaktadır.