Özellikle fikri mülkiyet ve telif hakları konusunu incelememiş olanların genel kanısı, fikri mülkiyet yapılarının yaratıcının hakkını koruyan düzenlemeler olduğu yönündedir. Oysa fikri mülkiyet ve telif hakları düzenlemelerinin, yaratıcının hakkını koruyan uygulamalardan çok yaratıcıların haklarını devralmış olan devasa ticari kuruluşların yararını en çoğa çıkartan düzenlemelere dönüştüğünü savunan araştırmacılar da bulunmaktadır.
Tarihsel olarak bakıldığında Batı dünyası dışındaki geniş bir coğrafyanın, bir zamanlar Batı uygarlığı gibi en ileri uygarlıkların toprağı olduğunu unutmamak gerekir. Uygarlık tarihinin birikimi, Batı uygarlığının oluşmasını mümkün kılmıştır. O halde Batının ortaya çıkardığı bilimsel ve teknolojik buluşlar, sadece Batı Dünya’sındaki bir yalıtılmış bir bireyin buluşu olarak değerlendirilebilir mi?
Ortaya çıkış koşulları, tarihsel gelişimi ve kapitalizmin günümüzdeki yeniden yapılanma çabalarıyla yakından ilişkili olarak fikri mülkiyet ve telif hakları düzenlemeleri, bu bakış açısıyla Türkiye’de yeteri kadar incelenmemiştir. Gerek konuya yaklaşımının özgünlüğü gerekse de Türkiye’de müzik alanında yaşanan tartışmaları bu bağlamda çözümlemesiyle alana önemli katkılarda bulunmaktadır.