Bu kitap, çağdaş insan varlığı kuramında, sanat ontolojisi temelinde, çağdaş evrensel değerleri temellendirmeyi, yapıtların temel düşünsel niteliğini tanımlamayı, genelde sanatın estetik teorisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Estetik – pratiğin, estetik- teori ile birlikte gitmesi, sanat felsefemizin temel ilkesidir. Bu ilke, yaratma etkinliği içinde, insan varlığının evren içindeki serüvenidir.
Bir eserde, sonsuza değin sanatsal olma öğesi ne kadar kuvvetli ise; o eserin çağdaşlarının ruhuna girmesi, o kadar zorlaşır. Bazen İnsanların ruhuna girebilmesi için yüzyıllar geçmesi gerekir. Aynı çağ içinde, bir sanatçının keşfedilebilmesi için ancak özgün “değerlendirme yetisine” sahip yaratıcı kişilere gereksinim vardır. Çünkü bizim değerleri “görmemizi” sağlayan değerlendirme yetisi, duyusal ya da zihinsel kavrama yeteneğinden tümüyle ayrıdır ve nasıl düşüncenin dâhileri varsa değerlendirmenin de dâhileri vardır. Ne yazık ki bu yeteneğe sahip kişiler de gerçek-sanatçılar kadar nadirdir.