Eğitim, alınıp satılabilen bir meta haline gelmiş, kamusal ve sosyal yönü dışarıda tutularak yeniden tanımlanmış; rekabetçi, piyasacı ve tüketici yapısı ile tam da neoliberalizmin güdümüne girmiş durumdadır. Bireyler, emek gücünün yeniden üretimi sürecinde neoliberalizmin kucağına bırakılmış, özelleştirme, yeni işletmecilik, toplam kalite yönetimi, esnek çalışma koşulları, çağa uygun becerileri edindirme gibi farklı ad ve yöntemler aracılığı ile neoliberalizmin çarkının bir parçası haline getirilmiştir.
Eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamusal hizmetler, yeniden düzenleme adı altında devletin bütçesine bir yük olarak gösterilmiş ve buna çare olarak da özelleştirmenin ilaçmış gibi sunulması artık gerekli gösterilmeye başlanmıştır. Tüketici toplum, sürekli olarak kutsanmış, demokrasi, adalet ve özgürlük gibi kavramların içi boşaltılarak neoliberalizmin ideolojisi hayatın her alanında hakim kılınmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)