Sene 1634, Osmanlı’nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor;
“Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir.”
“…pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var.” “Yüz tane canım dahi olsa, özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim.” “Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü, Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa, Türkler de Doğu Akdeniz’de örnek oluşturuyordu.” “Türkler geri dönülmez bir şekilde “ya hep ya hiç” tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü, ruhlarının büyüklüğüne bağlıyorum.” “Türk milleti, bir tarafında Hıristiyanlık, diğer tarafında İran olmak üzere iki büyük düşmanı olduğundan henüz tamamen kötülüğe teslim olamıyor. “…