Bazı yapıtlar vardır, ölümsüzdür... Çünkü ele aldığı ve işlediği konu hem evrensel hem de ebedidir... İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap böyle bir yapıt! Tarihin en karanlık dönemlerinden günümüze gelen ve geleceğe uzanan iki konuyu, "Demokrasiyi" ve "Diktatörlüğü" ele Bu iki kavramın hem felsefi hem de uygulamalı boyutlarını, karşıtlıklar çerçevesinde irdeliyor. Bu özelliğiyle de hem yapıt olarak kendisini hem de yazarını ölümsüzleştiriyor!
Profesör Selahattin Ertürk'ün biyografisine bakarsanız, "Felsefeci" ve "Eğitimci" olduğunu görürsünüz... Ama gerek "Felsefeci", gerekse "Eğitimci" sıfatları onu anlatmaya asla yetmez... Kimi zaman sözcükler ne denli açıklayıcı olurlarsa olsunlar bazı insanları betimlemeye yetmiyor! O aslında gerçek bir "Filozof" ve gerçek bir "Oğretmen"dir! Filozofluğunun da öğretmenliğinin de altında engin bir in-san sevgisi ve büyük bir bilgi birikimi yatar... Sahip olduğu bilgileri insan sevgisiyle birleştirince tam bir "Hümanist ve demokrat bir düşünür ve bir öğretmen" ortaya çıkar.
Diktatörlük ve Demokrasi gibi iki zıt kavramı uygulamalı ve felsefi açıdan irdelerken, felsefenin kimi zaman ince ayrıntılarla insanı zorlayan labirentlerini, yetkin eğitimciliğinin altında yatan berrak bir mantık ve ifade gücü ile aşmış, hem rahat okunan hem de insanı gerçekten aydınlatan bir yapıt ortaya koymuştur.